İçinden çıkılamaz, çözülemezmiş gibi değil mi.. Tamamen sizin dışınızda ve tamamen yapacak hiçbir şey yokmuş gibi. Sözde yapılabilecekler, reel hayatta uygulanabilecek şeyler değil gibi.. Bir türlü kendinizi ifade edemiyorsunuz, görmesi zor olmayan şeyleri bile gösteremiyorsunuz.
Bir de bunun sürekli aynı şeylerin başa gelme versiyonu var; farklı figüranlar, farklı olay döngüsü ama temelde aynı şekilde haksızlığa uğrayışlarınız.
O kadar zorlayıcı ki bunu hak edecek bir şey yapmış olamazsınız..
Bunlar neden sizin başınıza geliyor söyleyeyim;
Enkarnasyon öncesi, kendinize katmak istediğiniz yeni deneyimler, geliştirmek istediğiniz yeni bakış açıları için bazı zorlayıcı tecrübelere ihtiyacınız olabilir. Her şey yolunda olduğunda herkes sevgi dolu ve nezaketli olabilir, işler karışınca da hala sevgi dolu ve nezaketli olabiliyor musunuz? Kendinizi akışa teslim edip, güvende olduğunuzu hissedebiliyor musunuz? “Ne yaşıyor olursam olayım, sadece bunların içinden geçiyorum. Bu haliyle bile her şey yolunda” duygusu olayların tam ortasındayken hissetmesi zor ama bu döngüden çıkmanın anahtarı. Kendiniz için planladığınız dersleri alamadığınızda tekrar tekrar aynı dersi görmemenizin yolu da bu. Kendinize neyi öğretmeye çalıştığınızı keşfettiğinizde dersten geçmiş oluyorsunuz.
İnsan gibi düşünmeyin.
Beden olduğunuzu düşünmeyin.
Sizi üzen olaylar değil, olaylar hakkındaki düşünceleriniz.
İkinci bir neden ise çekim yasası… Bu olanları hak ettiğinizi düşünmeniz.
Böyle düşünmediğinizi söyleyeceksiniz muhtemelen ama şöyle bakalım, çok güçlü bir şekilde çocuk sahibi olmak istedikten sonra, üzücü bir düşük yaşayıp, bunun yarattığı ruhsal bunalımdan “Öyle bir şey olsun ki, bu acımı unutayım” düşüncesiyle kanser olmasını sağlayan Dida Kaymaz’ın 180 isimli kitabını tavsiye ederim.
Bunları yazmadan hemen önce denk geldiğim bir not “Keşke sürekli yatsam, derdim. Trafik kazasında bacaklarımı kaybettim”
Çok sevdiğiniz annenizin onaylamadığı bir evlilik yaptıysanız mesela, içten içe “Bu benden bir şekilde çıkacak” duygusu olabilir mi evinizdeki enerjiyi değiştiren..
Olan her şey sizin bilginiz ve izniniz dahilinde oluyor. Hoşunuza gitmiyor olabilir bu, ama ben sizden yanayım, biliyorsunuz.
Bunu içselleştirmek sizi her şeyden korur. Titreşimimizi üç boyuta uyumlayıp bedenlendiğimizde madde ötesini içselleştirmek kolay değil ama düşünün bunun üzerinde ve zaten bildiğiniz şeyi hatırlayın.
Sonra şu garip zorlayıcı yaşama bir bakın. Bunu istiyor musunuz? İstediğiniz şekle sokmanıza ne engel oluyor? En kötü ne olabilir? Bu olanlar sizin değil de en yakın arkadaşınızın başına gelseydi, olayların dışından bakarken ne akıllar verirdiniz?
Enkarnasyonunuzu keyifli ve verimli geçirebilirsiniz ya da kendinize eziyete devam edebilirsiniz.
Olmasını istemediğiniz hiçbir şey olmak zorunda değil.
Değişeceğini bildiğiniz her şey değişir.
Yaşamınızın iplerini elinize alın…
Bir yanıt yazın