Uyanış mevsimi başladığından beri en sevdiğim şey, artık garip garip şeyler yaparken deli muamelesi görmemek 😊 Artık spritüel konular (ki spritüel olmayan hiçbir şey yok aslında ) ana akım medyada da yer alıyor. Bu konularda diziler yapılıyor. Çocuklar gibi şenim 😊
Kullanılan yöntemlere Bert Hellinger ciddi bir katkı yaptı. Zulu kabilelerinin ritüelleri ve yıllarca emek verdiği psikoterapi alanındaki deneyimlerini birleştirerek geliştirdiği Aile Dizimi çalışması önemli bir solucan deliği. (Solucan deliği: Uzay-zaman düzleminin kara delikler gibi büyük kütleli cisimlerce muazzam miktarda bükülmesi ile uzayda bulunan ve seyahati çok uzun ışık yılı alacak mesafede iki ucunun uzayın bükülerek bir araya gelmesi ile kestirme yol oluşturulan yapılardır.)
Atalarımızın bizlere aktardığı bilgeliğe, travmalara, yeminlere, çözmemiz gereken noktalara işaret etmek üzere bugün hayatımızda tekrarlanan döngülere erişim sağlamamıza yarayan harika bir yöntem.
Uygulanışı şu şekilde; Aile dizimini yöneten bir moderatör olur, aile dizimi yaptıracak olan bir danışan olur, dizimde temsilci olarak rol alacak olan yaklaşık 7-20 kişiden oluşan bir gönüllü ekip olur.
Moderatör, danışanın şifaya olan niyeti ile kendisinin bilgi alanına erişim sağlar. Alan açılınca muhteşem bir his oluyor. Bir moderatör olarak bunu şöyle tarif edebilirim; chi topu ya da bioenerji, reiki gibi bir şifa enerjisi ile çalışıyorsanız iki eliniz arasında verdiği hissiyatı, yoğunluğu bilirsiniz. Bu, iki elinizin arasındaki enerji yoğunluğun bütün odayı doldurduğunu düşün. Sanki suyun içinde yüzer gibi her yanınızı sarıyor. Odadaki herkes alanda çalışılan enerjiden faydalanıyor. Alana olumlu enerjiler yüklendikçe alanın hissiyatı daha da güzelleşiyor. Bazen gerekli gereksiz alana güzel enerjiler sokma isteğim olabiliyor 😊
Moderatör aile diziminin idaresini yapıyor ama dizimi aslında alanın enerjisi yönetiyor. Reiki ya da bioenerji ile uğraşanlar bilir, nasıl ellerinizi şifa enerjisine teslim ederseniz, kararlarınızı, sözlerinizi de alana teslim ediyorsunuz. Moderatör olarak ben kapalı dizim yapmayı tercih ediyorum. Yani temsilciyi kaldırdığımda neyi temsil ettiğini söylememeyi çünkü, temsilci zihin yapmadan, kendisi gibi düşünmeden direkt alanın enerjisini okumaya başlıyor. Bu yöntem bana daha uygun geliyor. Başka moderatörler başka sistemlerde daha iyi sonuç alabiliyor olabilir.
Danışan; kendini, ailesini, travmalarını, travmalarının kaynaklarını dışarıdan izleme fırsatı buluyor. Bu çok dönüştürücü bir şeydir. Eğer şifaya gerçekten niyetliyse de dizim sırasında bırakması gerekenleri bırakıp daha olumlu karşı versiyonlarının kendinde uyanmasına izin veriyor.
Dizim sonrası zor kısım, bir hafta kadar konuşma yasağı var. Yani dizimden bahsetmiyoruz, kimseye anlatmıyoruz. Çünkü enerji bir yöne doğru yönlenmiş ve hareket halinde oluyor. Enerjinin kendi kendine stabil hale gelmesi için gideceği yere gitmesine fırsat veriyoruz. Bu şifalanmanın bir parçası.
Alanda bulunan temsilciler de çalışılan bolluk bereket, sağlık, aşk, güven gibi olumlu enerjilerden faydalanıyor ve kendi enerji alanlarında uyanmasına izin veriyorlar.
Grup şifa çalışmalarının etkisi meditasyon da olsa, reiki ya da farklı teknikler de olsa daha yüksek olur. Aile dizimi de bir grup çalışması olduğundan, uyanış mevsimimizi destekleyecek şekilde coşkuyla karşıladığım bir teknik.
Bu tekniğin şöyle bir gölge yanı var; bazen danışan aile diziminden çok fazla fayda gördüğü için kendi çevresinde buna ihtiyacı olduğu düşündüğü kişileri sürüklemek suretiyle aile dizimine getirebilir. Yalnız şifalanmanın bir zamanı vardır. Yaşanan deneyimden henüz alınacak olan alınmadıysa, zorlama ile zamansız yapılan çalışma hangi teknikte olursa olsun işe yaramayabilir. Bu durumda önerim sürükleyerek dizim yaptırtmak yerine temsilci olarak davet etmek. Kişi hazır olduğunda doğru zamanda kendisi talep etmelidir aile dizimi yaptırmayı. Ruhsal plana uymayan hiçbir şey çalışmaz çünkü. Bu durum ile sık karşılaştığımı söyleyemem ama bu bir ihtimal, bilmenizde fayda var.
Sonuç olarak aileyi neden diziyoruz: Dışlanmış, suçlanmış, göç etmek zorunda kalmış, acılar çekmiş, istismar edilmiş, yasını tutamamış kişiler var mı… Nesillerce aktardığı yeminler etmiş, döngüsünü tamamlayamadığı için sürdürülen bir durum var mı, yoksa her şey yerli yerinde mi ona bakıyoruz. Çünkü her şey yerli yerinde olduğunda biz de kendi sistemimizi uygun şekilde kurabiliyoruz.
Bence her şeyi anlattım. Dahası için sorunuz 😊
Bir yanıt yazın